- MEVCUDİYET
- Mevcudluk, varlık, mevcud ve var olma
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
mevcudiyet — is., esk., Ar. mevcūdiyyet 1) Varlık Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Atatürk 2) fel. Varoluş … Çağatay Osmanlı Sözlük
olılık — mevcudiyet, varlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
varlık — is., ğı 1) Var olma durumu, mevcudiyet, yokluk karşıtı Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır. O. V. Kanık 2) Var olan her şey Canlı varlıklar. 3) Para, mal, mülk, zenginlik, variyet 4) Önemli, yararlı, değerli şey Devlet, tarih,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
varoluş — is., fel. Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevcûdât — (A.) [ تادﻮﺝﻮﻡ ] varlıklar. ♦ mevcûdiyet göstermek varlık göstermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HESTÎ — f. Varlık. Var olma. Mevcudiyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEVN — Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, âlem, kâinat. Mevcudiyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük